Anasayfa Hakkımızda Kadromuz Vekaletname Çalışma Alanlarımız İçtihatlar Sorular & Cevaplar Kariyer İletişim

Yol Tarifi

İçtihatlar

Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) Davası

 

 

       Eski adıyla izale-i şüyu ve yeni adıyla ortaklığın giderilmesi davaları, paylı (müşterek) ya da elbirliği (iştirak halinde) ile mülkiyete konu olan taşınmaz veya taşınır mallarda paydaşlar/ortaklar arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı bir dava türüdür.

        Paydaşlığın giderilmesi davasında dava açma hakkı paydaşlara aittir. Türk Medeni Kanunu 698/I’e göre paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir. Bu maddeye göre paydaşlığın giderilmesi davası açabilecek kişiler taşınmaz malın paydaşı olan kişilerdir.

        Ortaklığın giderilmesi davasını paydaşlardan her biri ayrı ayrı açabileceği gibi birden fazla paydaş diğer paydaşlara karşı da açabilir. Davanın davalısı ise diğer paydaşlardır. Davalı durumunda olan paydaşların da davacılar gibi taşınmazdaki ortaklığın ne şekilde giderilmesi gerektiğine ilişkin talepte bulunma hakları vardır.

        Paylı mülkiyette paydaşlardan her biri, müştereken malik olduğu malın paylaşılması suretiyle payının kendisine verilmesini her zaman isteyebilir. Bu durum, hiç kimsenin mülkiyetteki paylı halin devamına zorlanamaması esasına dayanmaktadır. Bu bağlamda, paylı mülkiyete tabi malın paylaşılması yönündeki bu istek (izale-i şüyu beyanı) paydaşlara ulaştırılarak tüm paydaşların katıldığı iradi paylaşma (paylaşma sözleşmesi) veya paylaşmada anlaşma sağlanamaması durumunda dava açılarak yargısal paylaşma gerçekleştirilebilir.  

        Ortaklığın giderilmesi davası/paylaşma davası hakkında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 698, 699 ve 700. madde hükümlerinde düzenlemeye yer verilmektedir.


Madde 698 - Paylaşma İstemi

  1. Hukukî bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir.
  2. Paylaşmayı isteme hakkı, hukukî bir işlemle en çok on yıllık süre ile sınırlandırılabilir. Taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler, resmî şekle bağlıdır ve tapu kütüğüne şerh verilebilir.
  3. Uygun olmayan zamanda paylaşma isteminde bulunulamaz.

 

Madde 699 - Paylaşma Biçimi

  1. Paylaşma, malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirilir.
  2. Paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hâkim, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi hâlinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verir.
  3. Bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa, açık artırmayla satışa hükmolunur. Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır.

 

Madde 700 - İntifa hakkı sahibinin durumu

  1. Bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması hâlinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa; satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı, buna ilişkin paya düşecek bedel üzerinde devam eder.

 

        Mirasçının açtığı ortaklığın giderilmesi davasında, hâkim imkân varsa taşınmazlardan her birinin tamamını bir mirasçıya vermek suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara paylaştırma yapılırken şayet taşınmazların değerleri arasında fark varsa bu farkın para olarak ödenmesi yoluyla miras payları arasında denkleştirme sağlanır (TMK md. 642/2). Bu hüküm, paylı mülkiyetin sona erdirilmesi için açılan davada paylaşma biçiminin düzenlendiği TMK md. 699/2 ile aynı mahiyettedir.

 

        Ortaklığın giderilmesi davalarında görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise hakkında ortaklığın giderilmesi davası açılacak olan taşınmaz hangi il ya da ilçe sınırlarında ise o yer sulh hukuk mahkemesi yetkilidir.

 

İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

 

YARGITAY
18. Hukuk Dairesi

2008/11693 E.N

2008/12703 K.N.

ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ
KAT MÜLKİYETİNİN VE KAT İRTİFAKININ KURULMASI
AYNEN TAKSİM



Dava dilekçesinde taşınmaz ortaklığının giderilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davada tapuda davacı ve davalılar adına kayıtlı bulunan 188 ada 6 parsel sayılı taşınmazın paydaşlara aynen, olmadığı takdirde satılarak ortaklığın giderilmesi istenilmiştir.

Dosyaya getirtilen tapu kaydı içeriğinden dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu, davacı M... K.. ile davalılar Ü.. F..ve E..l F..'ın 1/3'er pay ile malik oldukları, yerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapora göre de bu taşınmaz üzerinde üç katlı ve her katta birer bağımsız bölüm olan kagir yapının bulunduğu, yapının onaylı mimari projesinin ve yapı kullanma izin belgesinin alındığı anlaşılmaktır.

Kat Mülkiyeti Yasasının 10. maddesinin beşinci fıkrası hükmüne göre kat mülkiyetine konu olmaya elverişli bir taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi davasında ortak maliklerinden birinin paylaşmanın aynen (kat mülkiyeti kurulması ve bağımsız bölümlerin özgülenmesi yoluyla) yapılmasını istemesi durumunda hakim, o taşınmazın mülkiyetinin 12. maddede yazılı belgelere dayanılarak kat mülkiyetine çevrilmesine ve paylar denkleştirilmek suretiyle bağımsız bölümlerin ortaklara ayrı ayrı özgülenmesine karar vermelidir. Somut olayda; dava konusu taşınmaz üzerinde üç bağımsız bölümden oluşan kargir bir yapının bulunduğu, her bir paydaşa birer bağımsız bölüm düştüğü, anataşınmazın onaylı mimari projesinin ve yapı kullanma izin belgesinin de var olduğu anlaşılmakla mahkemece bu durum karşısında Kat Mülkiyeti Yasasının 12. maddesinde öngörülen diğer belgelerin (yönetim planı ve bağımsız bölümler listesinin) dosyaya getirtilmesi, eksik belgeler varsa bunların tamamlattırılıp imzalanması gerekenlerin paydaşlara imzalattırılmasından sonra yukarıda değinilen Kat Mülkiyeti Yasasının 10. maddesinin beşinci fıkrası hükmü uyarınca taşımazın mülkiyetinin kat mülkiyetine çevrilmesine, her bir paydaşa payları da denkleştirilmek suretiyle birer bağımsız bölümün özgülenmesine karar verilmesi ve bu yolla paydaşlar arasındaki ortaklığın giderilmesi gerekir.

Yargıtay uygulamasında yöntem böyle olmasına karşın, mahkemece yargılama sırasında davalı yana taşınmazda kat irtifakı kurulması için süre ve yetki verildiği, bunun üzerine taşınmazda kat mülkiyetinin kurulup bağımsız bölümlerden her biri üzerinde her bir paydaşın 1/3 arsa payı oranı ile paydaş duruma getirildikleri bundan sonra mahkemece kat mülkiyetli duruma gelmiş bulunan anataşınmazda her bir bağımsız bölümün her üç paydaşın paydaş olduğu ve rızaen böyle bir paylaşıma yanaşmadıkları halde 1 nolu bağımsız bölümün E.. F..'a, 2 nolu bağımsız bölümün M.. K..'a, 3 nolu bağımsız bölümün de Ü.. F..'a bırakılması suretiyle taşınmazdaki ortaklığın aynen taksimi yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.

634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 7. maddesi hükmüne göre kat mülkiyetine ya da kat irtifakına tabi olan taşınmazda ortaklığın giderilmesi istenemez. Ancak kat mülkiyetli bağımsız bölümler bağımsız bir taşınmaz gibi dava ve takip konusu olabilir, buralarda ortaklığın giderilmesi istenebilir. Yargılama sırasında ortak taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti kurulmuş ve tapuya bu yolla tescil edilmiş olduğu gözetildiğinde artık taşınmazın tamamı kat mülkiyetine tabi bulunduğundan bir bütün olarak ortaklığın giderilmesi davasına konu edilemez. Ancak bağımsız bölümlerden her birinde her bir paydaşın 1/3 oranında arsa paylarının bulunduğu ve bu bağımsız bölümler üzerinde paydaş oldukları gözetildiğinde bağımsız bölümlerden her biri bağımsız birer taşınmaz gibi bunlardaki ortaklığın giderilmesi istenebilir. Ancak bu durumda her bağımsız bölüm müstakil olarak nazara alındığında üç paydaşa aynen paylaştırılmasına olanak yoktur. Ne var ki bu durumun mahkemenin tarafları yanlış yönlendirilmesi sonucu oluştuğu, Yargıtay uygulamalarına göre de taşınmazda kat mülkiyetinin kurulması sağlanmış olsa idi aynı kararın verileceği dikkate alındığında sonucu itibarıyla doğru olan kararın onanması gerekmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 01.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

 

YARGITAY

14. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2013/4662

KARAR NO: 2013/7052

 

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.11.2009 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.

Mahkemece ortaklığın hacizle yükümlü olmaksızın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Paydaşlığın(ortaklığın) giderilmesi davaları paylı ve elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi mallarda paydaşlar veya ortaklar arasındaki hukuki ilişkiyi sona erdiren, birlikte mülkiyetten ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.

Mahkemece paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının karar yerinde gösterilmesi gerekir. Satış bedelinin, satışına karar verilen taşınmaz paylı mülkiyet hükümlerine konu ise paydaşların tapudaki payları oranında, elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi olması halinde mirasçılık belgesindeki payları oranında hem paylı, hem de elbirliği mülkiyet halinin bir arada bulunması halinde ise tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına karar verilmesi gerekir.

Paylaştırılması istenen taşınmaz malın tapu kaydında üçüncü şahıs lehine haciz şerhi, ipotek kaydı ve iştira şerhi gibi kayıtlar bulunması halinde davaya konu olan taşınmazın satışının bu takyitlerle birlikte yapılması zorunludur.

Somut olaya gelince; mahkemece dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın hacizle yükümlü olmaksızın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Yukarıda açıklandığı gibi, paylaştırılması istenen taşınmaz malın tapu kaydındaki tüm takyidatlar ile birlikte satışının yapılması zorunludur. Bu hakların içinde, TMK'nın 700. maddesi hükmü saklı kalmak kaydıyla, ayni ve şahsi haklar bulunmaktadır. Bu sebeple mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği halde “Taşınmazın hacizle yükümlü olmaksızın satılmasına” karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine 09.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 

 

T.C.

YARGITAY

6.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO: 1984/9595

KARAR NO: 1984/9898

KARAR TARİHİ: 22.10.1984

 

ÖZET: SATIŞ SURETIYLE ORTAKLIĞIN GIDERILMESINE KARAR VERILMIŞ OLAN DAVADA SATIŞ YOLUYLA ORTAKLIĞIN GIDERILMESINE KARAR VERILMIŞ VE KESINLEŞMIŞTIR. ANILAN KESINLEŞME KARARINDA ZAMANAŞIMI 10 YILDIR.

DAVA: Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar davalılardan (A.) ve (E.E.) tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR: Dava, 2 parça taşınmazın ortaklığının giderilmesine ilişkindir. Mahkeme satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermiş, hükmü bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.

Dava konusu taşınmazlara ilişkin açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucu satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, iş bu karar 10.4.1984 tarihinde kesinleşmiştir. Bu gibi ilanlar kesinleşme tarihi itibariyle 10 yıllık zaman aşımına tabidir. Henüz bu süre dolmadan 15.3.1984 tarihinde iş bu dava açılmıştır. Kaldı ki 1982 yılında bu ilama dayanarak taşınmazların icra memurluğundan satışının istendiği anlaşılmakla Borçlar Kanunun 133/2 maddesi uyarınca zamanaşımı katedilmiştir. Aynı yasanın 135/1. maddesi uyarınca zaman aşımının kati halinde kat'ıdan itibaren yeni bir müddet cereyan etmeye başlar. Bu bakımdan satışa ilişkin iş bu ilam zaman aşımına uğramadığından ortada kesin hüküm mevcut bulunduğundan davanın bu yönden reddi gerekirken aksi görüş ve düşünce ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA 22.10.1984 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 

 

T.C

YARGITAY

6.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO: 1994/5710

KARAR NO: 1994/6000

KARAR TARİHİ: 02.06.1994

 

SATIŞ YOLU İLE ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİNE İLİŞKİN İLAM -ZAMAN AŞIMI KONUSU -YENİDEN DAVA AÇILABİLMESİ

ÖZET: Satış yolu ile ortaklığın giderilmesine ilişkin ilama dayanan takip, son işlem üzerinden on yıl geçmesi nedeniyle zamanaşımına uğramakta ve infaz edilemez duruma gelmektedir. Ancak, yeniden ortaklığın giderilmesi davası açılması olanağı vardır.

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan ortaklığın giderilmesi davasına dair karar davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, taşınmaz malın ortaklığının giderilmesi istemidir. Mahkemece, kesin hüküm nedeni ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkeme, aynı konuda daha önce açılan ortaklığın giderilmesi davasının sonuçlandığını ve satış kararı verildiğini, bu nedenle aynı konuda yeniden dava açılamayacağından bahisle davanın reddine karar vermiştir.

Dava konusu taşınmaz malın satılarak ortaklığının giderilmesine 06.05.1968'de karar verilmiş ve bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiş ancak karar infaz edilmemiştir.

11.04.1940 tarih ve 70 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve İcra İflas Kanununun 39. maddesi hükmü gereğince ilama dayanan takip son işlem üzerinden 10 sene geçmekle zamanaşımına uğramaktadır. Olayımızda, belirtilen 10 yıl geçmiş olduğundan birinci kararın infaz kabiliyeti yoktur. Ancak, yeniden ortaklığın giderilmesi davası açılabilir. Bu bakımdan işin esası incelenmek suretiyle bir karar verilmek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi hatalı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 02.06.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.